Kars – Kağızman (Türkiye), Gemikaya (Azerbaycan), Ulsan (Güney Kore) ve Alta (Norveç) Kaya Petrogliflerinin Benzer Özellikleri ve Motiflerine Dair

ZEITSCHRIFT FÜR DIE WELT DER TÜRKEN

  • Makale Bilgileri


    Makale Başlık Kars – Kağızman (Türkiye), Gemikaya (Azerbaycan), Ulsan (Güney Kore) ve Alta (Norveç) Kaya Petrogliflerinin Benzer Özellikleri ve Motiflerine Dair
    Makale Başlık İngilizce Kars – Kağızman (Türkiye), Gemikaya (Azerbaycan), Ulsan (Güney Kore) ve Alta (Norveç) Kaya Petrogliflerinin Benzer Özellikleri ve Motiflerine Dair
    Cilt / Sayı Cilt: 4 / Sayı: 3
    Yazar Mustafa ÖZDEMİR
    Fatih İMAT
    Nazim BABABEYLİ
    Myungga YAUNG
    Makale Dili Türkçe
    DOI
  • Özet Türkçe


    Anadolu yarımadası ve Kafkasya’dan başlayıp Teklemenkan’a kadar uzanan eski Türklerin yaşadığı arazideki kaya panoları içerik, görünüş ve yapılış özellikleri bakımından Kore ve İskandinavya yarımadalarındaki kaya tasvirleri ile benzerlik göstermektedir. İskandinavya’nın (Alta, Komsa, Tennese ve Saam), Kore’nin (Ulsan, Ulju, Andong, Haman), Doğu Anadolu’nun (Dereiçi, Karaboncuk, Camuşlu), ve Küçük Kafkasya’nın (Karagöl, Zalhagöl, Periçıngıl ve Gemikaya) kaya panolarının içeriğini geçim, zaruri ihtiyaçlar, avcılık ve soysal hayat olarak gruplandırabiliriz. Alta, Gemikaya ve Kars-Kağızman’daki kaya resimlerinin yerleştiği arazilerin, doğal iklim şartları benzerlik gösterir. Her üç galeride 6000 yıl yaşa ulaşan (M.Ö. 4000 – 4200 yıl) kaya üstü tasvirler sert iklim şartlarından korunarak bu güne ulaşmıştır. Altay halklarında ve kadim Türklerde geyik mukaddes sayılmıştır. Mukaddes sayılan geyiğin kaya resimlerine Altay dağlarında (Elengaş, Kızıl Kol, Kolpak Taş), aynı zamanda bugün geyiğin yaşamadığı Doğu Anadolu’da, Tyanşan’da (Isıkkul), Elengiz’de (Gemikaya) rastlanması belirtilen arazilerde kadim Türklerin yaşadığını göstermektedir. İskandinavya yarımadasında yapılan arkeoloji çalışmalar kadim dönemde yerli ahalinin gıda ihtiyacının % 95’e kadarını deniz mahsulleri ile karşıladığını ispat etmektedir. Muhtelif balıkların, özellikle tulenin (fok balığı) kaya resimleri geniş bir arazide yayılmasına rağmen, deniz sahilinde yerleşen Komsa’da kaya panolarının içeriğini geyik ve keçi resimleri oluşturur. Burada deniz hayvanları tasvirine rast gelinmemesi oldukça önemlidir. Bütün bunlar Altay halklarının ve kadim Türklerin Norveç denizine kadar göç ettikleri ve orada meskûnlaşarak zaman zaman yerli halklarla asimülasiyon veya geriye migrasya (göç) ettikleri hakkında fikir iddia etmeye imkân vermektedir. Meşhur Norveç seyyahı Tur Heyrdal’ın “As-Azov”, “Tur-Turçiya” ve benzeri toponim tahlilileri bu düşünceyi onaylamaktadır. Kaya tasvirlerinin bilimsel tahlilinden şu neticeye ulaşmak mümkündür ki; Alta, Ulsan, Kars-Kağızman ve Gemikaya petrogliflerini çizenler aynı halk veya akraba tayfalardır. Bizce Avrasya’nın bir ucundan diğer ucuna zaman zaman göç eden aynı dilli halklar, imzaları olan kaya üstü tasvirleri gittikleri yerlere taşımış ve beşeriyetin manevi hazinesine en büyük miraslardan birini bırakmışlardır.

    On the spreading areas of the ancient Turks-paintings on rocks in large territories beginning from Anadolu up to Altay according to their composition and plot are similar to the paintings in Korea (Ulsan, Ulju, Andong, Haman) and Scandinavia. Paintings on rocks in Scandinavia (Alta, Komsa, Tennese and Saam) as well as in the Small Caucausus, (Zangezeur, Paragol, Zalkhagol, Perichingil and Gamigaya) can be divided into four groups due to the social, style of life, economy and hunting. Natural climatic conditions of the territories where Kars – Kağızman, Alta and Gamigaya rock paintings are located are very alike. Rock paintings in each galleries which are 6000 years old (4000-4200 B.C.) have protected from severe climate and lived up to our days. The description of the deer which is widely spread in Alta as well as the paintings describing the development of the family can be found in some places in Gamigaya. For Altay nations and ancient turks the deer descriptions can be found in the Altay mountains (Elengash, Kijil-kol, Kolpak-tash) as well as in East Anadolu, where the deer doesn’t exist, (Dereichi, Karabonjuk, Jamushlu), Small Caucausus mountains (Gamigaya), Korea (Ulsan). This fact shows that ancient turks lived in the above mentioned territories. Archaeological excavations in Scandinavia prove that in old times 95% of food used by the local people was sea food. Though paintings on rocks of different fishes, seals are widely spread everywhere, in compare with the descriptions of deer and goats, they almost can’t be found in Komsa which is situated on the seashore. All these facts prove that Altay nations, as well as ancient turks wondered up to the Norway Sea, inhabited there, became assimilated to the local people and migrated back. The famous traveler Tur Heyerdal analyzed the toponyms of places where Turkish speaking people lived and show definite relations and similarities between these people and Scandinavia ancient people. According to him it is necessary to search for the explanation of such toponyms in Norway like ‘’As”, ‘’Odin”, ‘’Tur”, ‘’Karashka” and so on. After all shown above, especially after scientific investigation of rock paintings we can come to the concrete conclusion that the authors of both Kars-Kağızman, Ulsan, Alta and Gemikaya petroglyphs have been the same or relative people or clans. We think that these rock paintings are the sign of Turkish speaking people who migrated from one end of Eurasia to another from time to time and their great gift to the spiritual treasury of mankid.

  • Özet İngilizce


    Anadolu yarımadası ve Kafkasya’dan başlayıp Teklemenkan’a kadar uzanan eski Türklerin yaşadığı arazideki kaya panoları içerik, görünüş ve yapılış özellikleri bakımından Kore ve İskandinavya yarımadalarındaki kaya tasvirleri ile benzerlik göstermektedir. İskandinavya’nın (Alta, Komsa, Tennese ve Saam), Kore’nin (Ulsan, Ulju, Andong, Haman), Doğu Anadolu’nun (Dereiçi, Karaboncuk, Camuşlu), ve Küçük Kafkasya’nın (Karagöl, Zalhagöl, Periçıngıl ve Gemikaya) kaya panolarının içeriğini geçim, zaruri ihtiyaçlar, avcılık ve soysal hayat olarak gruplandırabiliriz. Alta, Gemikaya ve Kars-Kağızman’daki kaya resimlerinin yerleştiği arazilerin, doğal iklim şartları benzerlik gösterir. Her üç galeride 6000 yıl yaşa ulaşan (M.Ö. 4000 – 4200 yıl) kaya üstü tasvirler sert iklim şartlarından korunarak bu güne ulaşmıştır. Altay halklarında ve kadim Türklerde geyik mukaddes sayılmıştır. Mukaddes sayılan geyiğin kaya resimlerine Altay dağlarında (Elengaş, Kızıl Kol, Kolpak Taş), aynı zamanda bugün geyiğin yaşamadığı Doğu Anadolu’da, Tyanşan’da (Isıkkul), Elengiz’de (Gemikaya) rastlanması belirtilen arazilerde kadim Türklerin yaşadığını göstermektedir. İskandinavya yarımadasında yapılan arkeoloji çalışmalar kadim dönemde yerli ahalinin gıda ihtiyacının % 95’e kadarını deniz mahsulleri ile karşıladığını ispat etmektedir. Muhtelif balıkların, özellikle tulenin (fok balığı) kaya resimleri geniş bir arazide yayılmasına rağmen, deniz sahilinde yerleşen Komsa’da kaya panolarının içeriğini geyik ve keçi resimleri oluşturur. Burada deniz hayvanları tasvirine rast gelinmemesi oldukça önemlidir. Bütün bunlar Altay halklarının ve kadim Türklerin Norveç denizine kadar göç ettikleri ve orada meskûnlaşarak zaman zaman yerli halklarla asimülasiyon veya geriye migrasya (göç) ettikleri hakkında fikir iddia etmeye imkân vermektedir. Meşhur Norveç seyyahı Tur Heyrdal’ın “As-Azov”, “Tur-Turçiya” ve benzeri toponim tahlilileri bu düşünceyi onaylamaktadır. Kaya tasvirlerinin bilimsel tahlilinden şu neticeye ulaşmak mümkündür ki; Alta, Ulsan, Kars-Kağızman ve Gemikaya petrogliflerini çizenler aynı halk veya akraba tayfalardır. Bizce Avrasya’nın bir ucundan diğer ucuna zaman zaman göç eden aynı dilli halklar, imzaları olan kaya üstü tasvirleri gittikleri yerlere taşımış ve beşeriyetin manevi hazinesine en büyük miraslardan birini bırakmışlardır.

    On the spreading areas of the ancient Turks-paintings on rocks in large territories beginning from Anadolu up to Altay according to their composition and plot are similar to the paintings in Korea (Ulsan, Ulju, Andong, Haman) and Scandinavia. Paintings on rocks in Scandinavia (Alta, Komsa, Tennese and Saam) as well as in the Small Caucausus, (Zangezeur, Paragol, Zalkhagol, Perichingil and Gamigaya) can be divided into four groups due to the social, style of life, economy and hunting. Natural climatic conditions of the territories where Kars – Kağızman, Alta and Gamigaya rock paintings are located are very alike. Rock paintings in each galleries which are 6000 years old (4000-4200 B.C.) have protected from severe climate and lived up to our days. The description of the deer which is widely spread in Alta as well as the paintings describing the development of the family can be found in some places in Gamigaya. For Altay nations and ancient turks the deer descriptions can be found in the Altay mountains (Elengash, Kijil-kol, Kolpak-tash) as well as in East Anadolu, where the deer doesn’t exist, (Dereichi, Karabonjuk, Jamushlu), Small Caucausus mountains (Gamigaya), Korea (Ulsan). This fact shows that ancient turks lived in the above mentioned territories. Archaeological excavations in Scandinavia prove that in old times 95% of food used by the local people was sea food. Though paintings on rocks of different fishes, seals are widely spread everywhere, in compare with the descriptions of deer and goats, they almost can’t be found in Komsa which is situated on the seashore. All these facts prove that Altay nations, as well as ancient turks wondered up to the Norway Sea, inhabited there, became assimilated to the local people and migrated back. The famous traveler Tur Heyerdal analyzed the toponyms of places where Turkish speaking people lived and show definite relations and similarities between these people and Scandinavia ancient people. According to him it is necessary to search for the explanation of such toponyms in Norway like ‘’As”, ‘’Odin”, ‘’Tur”, ‘’Karashka” and so on. After all shown above, especially after scientific investigation of rock paintings we can come to the concrete conclusion that the authors of both Kars-Kağızman, Ulsan, Alta and Gemikaya petroglyphs have been the same or relative people or clans. We think that these rock paintings are the sign of Turkish speaking people who migrated from one end of Eurasia to another from time to time and their great gift to the spiritual treasury of mankid.

  • -->

    Makale Dosyası