Kolonyal Bağlamda Din-Devlet Çatışması: Alfred Döblin’in “Der blaue Tiger” Romanı

ZEITSCHRIFT FÜR DIE WELT DER TÜRKEN

  • Makale Bilgileri


    Makale Başlık Kolonyal Bağlamda Din-Devlet Çatışması: Alfred Döblin’in “Der blaue Tiger” Romanı
    Makale Başlık İngilizce Kolonyal Bağlamda Din-Devlet Çatışması: Alfred Döblin’in “Der blaue Tiger” Romanı
    Cilt / Sayı Cilt: 9 / Sayı: 1
    Yazar Bekir ZENGİN
    Makale Dili Türkçe
    DOI
  • Özet Türkçe


    Portekiz ve İspanya’nın öncülüğünü yaptıkları kolonyalist hareket, zamanla bir yarışa dönüşür. Bu hareket sadece toprakla sınırlı kalmayıp, topraklar üzerinde yaşayan yerli halkı köleleştirme ve onların dillerini, dinlerini ve kültürlerini değiştirme çabalarını da ifade eder. Özellikle din kolonileştirme çabalarında belirgin bir rol oynar. Kendi dinlerini yaymanın kutsal bir görev olarak gösterilmesi kolonilerde gerekli olan asker gücünü sağlar. Ancak her zaman başlangıçtaki hedef ile sonuç birbiriyle uyumlu olmayabilir. Bu konu Alfred Döblin’in “Der blaue Tiger” başlıklı eserinde de ifadesini bulur. Öncü olarak gönderilen din adamlarının, daha sonra askeri gücün yaptıklarıyla yüzleşmeleri, kendilerinin kullanıldıkları gerçeğini görmelerini sağlar. Din adamlarının gerçek inançlarını sergileyebilecekleri bir devlet kurma çabaları sonucu ortaya çıkan toplum, kültürlerin buluştuğu ve melez bir birliğin somutlaştığı alan olarak göze çarpar. Bu girişim Avrupa tarafından engellenerek Avrupa’dan bağımsız bir devlet oluşumunun gerçekleşemeyeceği gerçeğini gözler önüne serer. Bu çalışmada önce kolonyalist harekete değineceğiz ve daha sonra tarihsel gerçeklere bağlı kalarak kaleme alınan Alfred Döblin’in “Der blaue Tiger” eserinden yola çıkarak, din adamları ile devleti temsil edenlerin hedefleri arasındaki çelişkiyi göstererek, Alfred Döblin’in eserinde gerçekleştirdiği Batı eleştirisini örneklerle göstermek istiyoruz.

    The colonial movement pioneered by Portugal and Spain was once gradually turned out to be a rivalry. Colonialism was not only limited to the invasion of the native lands but also related with the exploitation, slavery and assimilation of natives by means of language, religion and culture. Especially religion played a significant role in the colonial deeds. The spread of the colonizer’s religion was regarded as a sacrilege duty, and this provided the colonizer with the necessary military power. However, there appeared an incongruity between the ideal and the outcome in colonization. This notion is reflected in Alfred Döblin’s Der blaue Tiger. In the novel, the priests sent to the colonies as pioneers confront the colonial deeds of the military power and notice the fact that in effect, they have been exploited. The society resulting from the priests’ efforts to found a state in which they can exhibit their own faith has become a site where various cultures encounter and a hybrid social structure arises. This venture blocked by Europe reveals the fact that no independent state can be founded outside Europe. This study first touching on the colonial movement and then analyzing Alfred Döblin’s Der blaue Tiger with regard to the conflict/incongruity between the purpose of the priests and those of the representatives of the state, attempts to demonstrate, with the relevant scenes and instances, Döblin’s critique of the West.

  • Özet İngilizce


    Portekiz ve İspanya’nın öncülüğünü yaptıkları kolonyalist hareket, zamanla bir yarışa dönüşür. Bu hareket sadece toprakla sınırlı kalmayıp, topraklar üzerinde yaşayan yerli halkı köleleştirme ve onların dillerini, dinlerini ve kültürlerini değiştirme çabalarını da ifade eder. Özellikle din kolonileştirme çabalarında belirgin bir rol oynar. Kendi dinlerini yaymanın kutsal bir görev olarak gösterilmesi kolonilerde gerekli olan asker gücünü sağlar. Ancak her zaman başlangıçtaki hedef ile sonuç birbiriyle uyumlu olmayabilir. Bu konu Alfred Döblin’in “Der blaue Tiger” başlıklı eserinde de ifadesini bulur. Öncü olarak gönderilen din adamlarının, daha sonra askeri gücün yaptıklarıyla yüzleşmeleri, kendilerinin kullanıldıkları gerçeğini görmelerini sağlar. Din adamlarının gerçek inançlarını sergileyebilecekleri bir devlet kurma çabaları sonucu ortaya çıkan toplum, kültürlerin buluştuğu ve melez bir birliğin somutlaştığı alan olarak göze çarpar. Bu girişim Avrupa tarafından engellenerek Avrupa’dan bağımsız bir devlet oluşumunun gerçekleşemeyeceği gerçeğini gözler önüne serer. Bu çalışmada önce kolonyalist harekete değineceğiz ve daha sonra tarihsel gerçeklere bağlı kalarak kaleme alınan Alfred Döblin’in “Der blaue Tiger” eserinden yola çıkarak, din adamları ile devleti temsil edenlerin hedefleri arasındaki çelişkiyi göstererek, Alfred Döblin’in eserinde gerçekleştirdiği Batı eleştirisini örneklerle göstermek istiyoruz.

    The colonial movement pioneered by Portugal and Spain was once gradually turned out to be a rivalry. Colonialism was not only limited to the invasion of the native lands but also related with the exploitation, slavery and assimilation of natives by means of language, religion and culture. Especially religion played a significant role in the colonial deeds. The spread of the colonizer’s religion was regarded as a sacrilege duty, and this provided the colonizer with the necessary military power. However, there appeared an incongruity between the ideal and the outcome in colonization. This notion is reflected in Alfred Döblin’s Der blaue Tiger. In the novel, the priests sent to the colonies as pioneers confront the colonial deeds of the military power and notice the fact that in effect, they have been exploited. The society resulting from the priests’ efforts to found a state in which they can exhibit their own faith has become a site where various cultures encounter and a hybrid social structure arises. This venture blocked by Europe reveals the fact that no independent state can be founded outside Europe. This study first touching on the colonial movement and then analyzing Alfred Döblin’s Der blaue Tiger with regard to the conflict/incongruity between the purpose of the priests and those of the representatives of the state, attempts to demonstrate, with the relevant scenes and instances, Döblin’s critique of the West.

  • -->

    Makale Dosyası