OSMANLI-TÜRK MODERNLEŞMESİNDE DEVLET MERKEZLİ YAKLAŞIM

ZEITSCHRIFT FÜR DIE WELT DER TÜRKEN

  • Makale Bilgileri


    Makale Başlık OSMANLI-TÜRK MODERNLEŞMESİNDE DEVLET MERKEZLİ YAKLAŞIM
    Makale Başlık İngilizce OSMANLI-TÜRK MODERNLEŞMESİNDE DEVLET MERKEZLİ YAKLAŞIM
    Cilt / Sayı Cilt: 13 / Sayı: 2
    Yazar Recep ERCAN
    Makale Dili Türkçe
    DOI
  • Özet Türkçe


    Bu çalışmanın amacı, Türk modernleşmesinde devletin rolünü betimlemektir. Bu amaca yönelik olarak Osmanlı-Türk siyasal tarihini “merkez-çevre” modeli ile açıklayan Şerif Mardin ve Metin Heper’in “güçlü devlet geleneği” bağlamında ileri sürdükleri temel kabuller üzerinden bir okuma yapılmaktadır. Bu çerçevede merkez-çevre modelinin genel geçerliliğinin devam edip etmediği tartışılmaktadır. Türkiye’de modernleşmeyi üst yapı kurumları arasında gerilim ve çatışmaya indirgeyen merkez-çevre kuramı, şehirli-laik-orta sınıflar ile geleneksel-yoksul-alt kesimlerin karşıtlığını kendisine çıkış noktası yapmıştır. Güçlü devlet geleneği tezine göre, Batı’dan aktarılan modern değerleri referans alan yönetici elitler merkezi sürekli güçlendirirken çevreye duyarsız kalmışlardır. Devletin buyurgan yapısı, farklı toplumsal sınıfların ve sivil toplum örgütlenmelerinin gelişmesini engellemiştir. Osmanlıdan aktarılan güçlü devlet geleneği, modernleşmenin öznesi olarak cumhuriyet döneminde de etkili olmaya devam etmiştir. Öyle ki, Cumhuriyeti kuran bürokratik yapı, çok partili hayata kadar kendini devletle özdeş kılmış ve merkezi güçlendirmiştir. Merkezi temsil eden yönetici elitler ve çevreyi temsil eden geleneksel toplum kesimleri arasında kültürel çatışma ve gerginlik iktidar mücadelesi açısından da belirleyici olmuştur. 1980’li yıllarda neo-liberal dalganın yükselişe geçmesinin Türkiye’de iktidar mücadelesine yansımaları olmuş, merkez ve çevre ilişkilerini etkilemiştir. Merkezi oluşturan eski elitler çevreselleşirken çevreyi oluşturan muhafazakar kesimler merkezileşerek yeni elitleri oluşturmuşlardır. Sonuç olarak merkez-çevre kuramı ve güçlü devlet geleneğinin bazı çekincelerle birlikte Osmanlı-Türk modernleşmesini açıklamakta hala işlevsel olduğu söylenebilir.
  • Özet İngilizce


    Bu çalışmanın amacı, Türk modernleşmesinde devletin rolünü betimlemektir. Bu amaca yönelik olarak Osmanlı-Türk siyasal tarihini “merkez-çevre” modeli ile açıklayan Şerif Mardin ve Metin Heper’in “güçlü devlet geleneği” bağlamında ileri sürdükleri temel kabuller üzerinden bir okuma yapılmaktadır. Bu çerçevede merkez-çevre modelinin genel geçerliliğinin devam edip etmediği tartışılmaktadır. Türkiye’de modernleşmeyi üst yapı kurumları arasında gerilim ve çatışmaya indirgeyen merkez-çevre kuramı, şehirli-laik-orta sınıflar ile geleneksel-yoksul-alt kesimlerin karşıtlığını kendisine çıkış noktası yapmıştır. Güçlü devlet geleneği tezine göre, Batı’dan aktarılan modern değerleri referans alan yönetici elitler merkezi sürekli güçlendirirken çevreye duyarsız kalmışlardır. Devletin buyurgan yapısı, farklı toplumsal sınıfların ve sivil toplum örgütlenmelerinin gelişmesini engellemiştir. Osmanlıdan aktarılan güçlü devlet geleneği, modernleşmenin öznesi olarak cumhuriyet döneminde de etkili olmaya devam etmiştir. Öyle ki, Cumhuriyeti kuran bürokratik yapı, çok partili hayata kadar kendini devletle özdeş kılmış ve merkezi güçlendirmiştir. Merkezi temsil eden yönetici elitler ve çevreyi temsil eden geleneksel toplum kesimleri arasında kültürel çatışma ve gerginlik iktidar mücadelesi açısından da belirleyici olmuştur. 1980’li yıllarda neo-liberal dalganın yükselişe geçmesinin Türkiye’de iktidar mücadelesine yansımaları olmuş, merkez ve çevre ilişkilerini etkilemiştir. Merkezi oluşturan eski elitler çevreselleşirken çevreyi oluşturan muhafazakar kesimler merkezileşerek yeni elitleri oluşturmuşlardır. Sonuç olarak merkez-çevre kuramı ve güçlü devlet geleneğinin bazı çekincelerle birlikte Osmanlı-Türk modernleşmesini açıklamakta hala işlevsel olduğu söylenebilir.
  • -->

    Makale Dosyası